KALPLERİN FORUMU
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

KALPLERİN FORUMU

Harika Foruma Hos Geldiniz
 
AnasayfaKapıLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Arama
 
 

Sonuç :
 
Rechercher çıkıntı araştırma
En son konular
» göremediğin
ŞİMDİ ÖLME Icon_minitimeC.tesi 13 Ağus. - 22:01 tarafından DeaSsi

» MUTLU SON YOKTUR
ŞİMDİ ÖLME Icon_minitimePaz 29 Eyl. - 15:00 tarafından DeaSsi

» ,,,,,,,
ŞİMDİ ÖLME Icon_minitimeC.tesi 15 Haz. - 13:03 tarafından DeaS

» !!!!!!!!!!!!!
ŞİMDİ ÖLME Icon_minitimePaz 9 Haz. - 22:13 tarafından DeaSsi

» ,,,,,
ŞİMDİ ÖLME Icon_minitimeSalı 26 Şub. - 22:58 tarafından DeaS

» ,,,,,,,,,,
ŞİMDİ ÖLME Icon_minitimePerş. 14 Şub. - 17:11 tarafından DeaSsi

» ,,,,,,,,,,,,,,,,
ŞİMDİ ÖLME Icon_minitimeC.tesi 6 Ekim - 21:54 tarafından DeaSsi

» Evetttt...
ŞİMDİ ÖLME Icon_minitimePaz 19 Ara. - 14:22 tarafından DeaSsi

» Yaslarımın şahidi...
ŞİMDİ ÖLME Icon_minitimeÇarş. 17 Kas. - 11:55 tarafından DeaSsi

Tarıyıcı
 Kapı
 Indeks
 Üye Listesi
 Profil
 SSS
 Arama
Mayıs 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  
TakvimTakvim
Giriş yap
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni hatırla: 
:: Şifremi unuttum

 

 ŞİMDİ ÖLME

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
DeaSsi
Admin
Admin
DeaSsi


Mesaj Sayısı : 366
Yaş : 54
Nerden : İstanbul
Kayıt tarihi : 11/01/09

ŞİMDİ ÖLME Empty
MesajKonu: ŞİMDİ ÖLME   ŞİMDİ ÖLME Icon_minitimeCuma 29 Ocak - 14:17

ŞİMDİ ÖLME
Tam tamına üç ay oldu… Üç aydır hastanedeyim. Hastane köşelerinde sürünüyorum demek istemiyorum; çünkü burada bulunuş sebebim, hayatımda en çok sevdiğim, en çok değer verdiğim ve onsuz yapamayacağım insan; annem. Hastanenin banklarında oturmaktan artık kemiklerimin olmadığını düşünmeye başladım. Sabahtan akşama kadar ilaç kokan hastane odasında beklemek çok ama çok zor. Ucunda annem gibi biri olmasa burada üç ay değil; üç hafta bile kalmazdım aslında.
Eve sadece banyo yapmak amacıyla geliyorum. Hastanenin o pis, ilaçlı kokusundan bir an önce kurtulabilmek için banyo yapıyorum.hastaneye geliş sebebimiz annemin karnındaki ağrıların şikayetçi olmasıydı. Üç aydır aynı ağrılar; aynı teşhisler ve aynı doktorların ağzından dökülen aynı sözler:
-“Araştırıyoruz.” hepsi bu. Başka bir açıklama yok. “Araştırıyoruz.” Kelimesini telaffuz ettiklerinde iş bitti zannediyorlar. Benim merakımı, annemin ağrılarını dindirdiklerini sanıyorlar; ama hiçbir şey değişmiyor. Ben diğer kardeşlerim gibi annem için hastanede kalmaktan çekinecek ve sıkılacak kadar alçalmış durumda, soğukkanlı ve umursamaz değilim.
Maalesef demiyorum; çünkü bu utanılacak değil; aksine kıvanç duyulacak bir durum benim için. On yedi bir genç üç kızı üç aydır hastanede bıraktıklarından, daha önemlisi canları olması gereken annelerini bir telefonla başlarından savmayı düşündüklerinden ablalarım utanmalı…
Annem daha elli iki yaşında. Çoğu insan için genç veya orta yaşlı denilecek bir yaşa yeni tırmanıyor. Annemin saçları her zaman kınalıdır. Beline kadar uzanan kıvırcık mı kıvırcık saçları vardır annemin. Hele gözleri, deniz suyundan iki damla akıtılmışçasına mavidir. Annem ne şişmandır ne de zayıf; ama güçlüdür. Çelimsiz vücuduna rağmen güçlüdür annem. Tarlada en çok işi o yapar hep; ama şimdi yatağından bile kalkamayacak durumda. O güçlü kadının yerini bir avuç kemik almış sanır görenler. Hareket etmeye bile gücü yok artık. Ya bir karın ağrısı bir kadını bu hale getirir mi? Kesin annemde benden sakladıkları bir şey var; ama ne olduğunu bilemiyorum. Annemi bu halde görmek beni delirtiyor; işte bunu iyi biliyorum. Annem, dün gece vücuduna iğneler battığını söyledi. Hemen yorganını boşalttım; didik didik aramama rağmen hiçbir şey bulamadım. Sonra doktora anlattım ve aldığım cevabı soğukkanlılıkla karşılamaya çalıştım:
-“Bunlar normal. Bundan sonra bu gibi şikayetler annenizde artacaktır. Vücuduna iğnelerin battığı hissi her gün biraz daha kesinleşecektir.”
-“Peki nedeni nedir? Tedavisi var mıdır?” sorularına aldığım yanıt yine telaffuz ettiklerinde işi bitirdiklerini zannettikleri:
-“Araştırıyoruz.” oluyor. Bir insan nasıl böyle yaşar bilemiyorum. Vücuduna batan iğnelerle sürekli mücadele içerisinde ne kadar, nasıl yaşayabilir? Anneme olan üzüntümden mahvolmuş durumdaydım. Artık annem tuvaletini de yapamaz duruma gelmişti. Altından ben almak zorundaydım. Özür dilerim anne, zorundaydım pek de uygun bir kelime olmadı, senin için tabii yapmam gereken bir şey bu. Annemi öyle günbegün eriyor vaziyette gördükçe ben de iyice zayıflamıştım. Bir şey yiyemez hale gelmiştim; nasıl yiyebilirdim ki? Annem sözde karın ağrıları yüzünden acılarının ve ağrılarının dibine vurmuş durumdayken, onun görüntüsünü gözlerimin önünden kaybedip, nasıl yiyebilirdim ki?
Annem benim her şeyimdir. Onsuz yaşayabileceğimi, nefes alabileceğimi zannetmiyorum. Bazıları için düştüğü zaman yardıma uzanan eldir anne, bazıları için sıkıştığı zaman para veren el. Ben bu iki kategoriden hangisine girdiğini bilmiyorum annemin. Annem, benim için hiçbir zaman yardım eli olmadı; çünkü annem sayesinde ben hiç kalkamayacağım kadar düşmedim. O, bana düştüğümde kalkmayı değil; düşmemeyi öğreten kişi oldu. Annem, benim için hep farklı yerdeydi. Ne çizginin ardı kadar uzak ve tehlikeli ne de çizginin önü kadar yakın ve yakıcı… Benim için annem her zaman mumun fitili gibiydi; bense mum. Ben annem olmadan hiçbir işe yaramazdım; annem ben olmadan hiçbir işe yaramazdı. Ben annemi saran mum, annem beni koruyan ateş fitiliydi. Ancak ikimiz bir arada olduğumuzda güçlüydük, ancak o zaman ateş olup ışık yayardık; ama her zaman yanıp küllenen annemdi; yani mumumuzun fitili… Bu gerçekçi bir dostluk, güvenilir bir sevgiydi… Ben annemi cama benzetmişimdir hep. Hani cam elindeyken bükersin, eğersin, yamultmaya çalışırsın; ama bir türlü becerip kıramazsın. Çok istesen de o eğer senin elindeyse, hala umursamaz, önemsemez hale gelirsen, “o” senden düştüğü anda bin parça olur; sense düşen parçalar un ufak olduğunda. Ben bu yüzden annemi hep cama benzetirim; cam kadar sağlam; bir o kadar da kırılgan.
Annem içimde, kalbimde, kalbimin yok oluştan kurtulup, yeniden kan pompalamaya; benimse nefes almaya başladığım yerde duruyor.
Şu anda mahvolmuş bir haldeyim. İki dakika önce doktorların konuşmalarını dinledim gizlice. Biri diğerine:
-“Bu kadın yarın sabah ölecek.” dedi. Bunu duyduğum anda hissettiklerim tarif edilecek cinsten değil. Hala beynimde yankılanıyor. “Ölecek.”, “Ölecek.”, “Ölecek.”… Annem ölecekti. Karın ağrısı falan değilmiş; kansermiş annem. Benden saklamışlar kaldıramam diye. Annem ölecek. Bunu kabullenmemi nasıl beklerler? İnanmıyorum. Ölecek. Annem. Yarın sabah ölecek. Bu kadar kolay mı terk etmek canımı? Ölecek. Annem. Yarın sabah. Annemden nasıl ayrılırım ben? Ölecek. Yarın sabah. Annem. Acılarımın doruğuna ulaşmış durumdaydım. Annemden kopma hissi beni dünyadan kopardı bir günlüğüne. Ölecek. Annem. Yarın sabah. Bir gün boyunca nasıl yaşadığımı bilmiyorum, yaşadığımı da bilmiyorum. Aklımdan geçen sözcükler sadece: “Ölecek.”, “Annem.” ve “Yarın sabah.” Bundan gerisi de yok ilerisi de. “Ölecek.” “Annem.” “Yarın sabah.” Gece boyunca hiç uyumadım; ama bir ara dalmışım demek ki; uyandığımda annem bana bakar vaziyette ölmüştü. Benimse dudaklarımda, ağzımda iğrenç bir tat bırakan ve hayatım boyunca bırakacak olan iki kelime: “Şimdi ölme!” ve hıçkırıklar…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://kralbolge.yetkin-forum.com
 
ŞİMDİ ÖLME
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
KALPLERİN FORUMU :: Şiir :: Yaşam-hikaye-
Buraya geçin: