En son konular | » göremediğinC.tesi 13 Ağus. - 22:01 tarafından DeaSsi » MUTLU SON YOKTURPaz 29 Eyl. - 15:00 tarafından DeaSsi » ,,,,,,,C.tesi 15 Haz. - 13:03 tarafından DeaS » !!!!!!!!!!!!!Paz 9 Haz. - 22:13 tarafından DeaSsi » ,,,,,Salı 26 Şub. - 22:58 tarafından DeaS » ,,,,,,,,,,Perş. 14 Şub. - 17:11 tarafından DeaSsi » ,,,,,,,,,,,,,,,,C.tesi 6 Ekim - 21:54 tarafından DeaSsi » Evetttt...Paz 19 Ara. - 14:22 tarafından DeaSsi » Yaslarımın şahidi...Çarş. 17 Kas. - 11:55 tarafından DeaSsi |
Mayıs 2024 | Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|
| | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | 31 | | | Takvim |
|
| | SON GÜN | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
DeaS Admin
Mesaj Sayısı : 284 Yaş : 46 Nerden : ankara Kayıt tarihi : 11/01/09
| Konu: SON GÜN Cuma 29 Mayıs - 16:40 | |
|
Söyle neden susuyorsun, Bu suskunluk çaresizlikten mi? Yoksa uyulması gereken bir edep den mi? Ya da kelamsızlığın hüküm sürdüğü bir bahada mısın? Belki de heybende durumunun izahına uygun söz kalmamıştır. Ve yahut faniliğin yorgunluğu sinmiş iyiden iyiye lal diline. Şimdi susma haykır, avazın çıktığı kadar Sevgilerini, kırgınlıklarını, umutlarını, hayallerini… Bir sonraki vakte ertelediğin tövbelerini, Helallik alman gerekenlere seslensene, Hadi Sevdiklerine gel desene, Ya da seni bekleyenlere gelmiyorum. Çığlıklara bürüsene pişmanlıklarını, Gidişinle bom boş kalacak avlulara, İçten içe ettiğin ahları yankılandırsana…
Söyle neden bakmıyorsun, Kör kuyuların derinliklerine mi saldı gördüklerin? Pişman mısın, yoksa maddedeki manayı görememekten? Oysa baktıkların göreceklerinin bir yansıması değil miydi? Ya da ferini mi kaybetti gözbebeklerin, Göz kapaklarına ağır mı geliyor artık fanilik. Yoksa derin uykuya mı teslim ediyorsun benliğini. Şimdi baksana hayran hayran baktıklarına Sana kalır sandığın dünyanın semasında gezdirsene gözlerini Dünyalıklara döktüğün onca gözyaşını bir kez de kendine akıtsana Meftun olduğun tan ağarışında, seher kızıllığında kaybolsana Adımlarınla aşamadığın mesafeleri gözlerinle aşsana Sevdiğinin gözlerine dalıp unutulmamayı haykırsana Suskun diline inat, lugat bilmeyen gözlerini konuştursana…
Söyle neden duymuyorsun Bu güne dek duyduklarından mı korkuyorsun? Ya da duymak istemediklerin mi kaldı geride? Yoksa sessizliğin koylarında mı arıyorsun kaybettiklerini? Sessizlikte kendini mi buluyorsun? Şimdi aç kulaklarını dinle son söylenenleri, Arkandan yakılan ağıtları, gidişinin yüreklerdeki yankılarını Yüreğine dokunduklarının yürek yakan hitaplarını Kendine itiraf edemediğin pişmanlıklarını Seni uğurlayanların ayak seslerini Semada yankılanan sala namelerini Kubbeden senin için son kez hüzün türküsü söyleyen kuşları, Hiç değilse, başucunda esen veda rüzgarının uğultusunu duysana…
Söyle neden dokunmuyorsun, Yoksa kollarında dünyalığın mecalsizliğimi hüküm sürmekte? Ya da ellerinden bir şeyler mi dökülüp gitmekte? Dokunduklarının sızısını mı hissediyorsun derinliklerinde? Şimdi sarılsana sarılmaktan doymadıklarına, Dokunsana gözyaşlarını yüreğine akıtanlara, Veda güllerini sevdiklerinin saçlarına dolasana, Benim dediklerini yanında getirsene Yüzüne savrulan toprakları ellerinle silsene Boşlukları dolduracak duvarlar örsene Hadi ne duruyorsun seni sürükleyen ölümün ellerinden Gücün yetiyorsa bir çırpıda ellerini çeksene…
Söyle neden koşmuyorsun, Dizlerindeki takatsizlik ömür maratonundan mıdır? Varılacak son noktaya mı vardın? Yoksa hayatın hengamesin den yorulup düştün mü? İyiden iyiye yorgunluğa teslim mi oldun? Şimdi koşsana sevdiklerine, Ahiretini ertelediğin işlerine harcasana tüm takatini, Kalkıp gitsene seni bırakıp gidenlerin arkasından, Kaç sana köşe bucak kaçtıklarından, Bilinmez diyarlara yürüsene arkana bakmadan, Yorulmak bilmeyen ayaklarınla iyi amellere koşup, Yakanı bırakmayacak kötülüklerden kaçabildiğince kaçsana…
Söyle neden hissetmiyorsun, Son nefesin koynuna mı saldın tüm hissettiklerini? Duran kalbine mi gömdün, seninle gömülecekleri? Sessizliğinden hissediliyor, son sözün sende olmadığı, Gözlerinden görülüyor, bilinmeyen ummanın sonsuz koyları, Duymak istemeklerinde duyuluyor, amansız günün sancıları, Avuçlarına bırakılıyor, sonsuzluğa akıp giden veda duaları, Yorgunluğundan anlaşılıyor, bu yolların uzun ve çetin oldukları, Duruşundan okunuyor, herkesin bir gün yaşayacakları… Ve çok çabuk unutuluyor, her canlının muhakkak ölümü yudumlayacağı…
| |
| | | DeaSsi Admin
Mesaj Sayısı : 366 Yaş : 54 Nerden : İstanbul Kayıt tarihi : 11/01/09
| Konu: Geri: SON GÜN Cuma 29 Mayıs - 18:53 | |
| Ölümden korkma ölüm geçiştir sevgiliye kavuşmadır. En ağır kapıların O Aşk ile çile çekilmesi uğrunda açılışı müjdeye el açış kurtuluştur. Hasretin bitti son demdir..
...Aşk eski bir hikayedir ama her zaman yepyeni...Ve aşk, öyle engin bir deryadır ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı...
Aşk ALLAHIN Hz.Muhammedin aşkından kainati yaratmasının , sevgisinin yansımasıdır.
Aşk Rabbin tüm yüreklere sunduğu en büyük müjdedir. O müjdeki tüm kapıları açar akın akın ruhları toplar. Bazıları her azasında hisseder bazısı korkup kaçar. Sen kazananlardan olurmusun..
Aşk yürekleri çölden vahaya döndüren en büyük tılsımdır.
Sana desem ki
'Aşk kalbin göklere yükseldiği altın merdivendir. Bilmem yeterli ulurmu? Aşkın ilk soluğu, mantığında son soluğudur.
Bitmeyen bir şarkıdır aşk...Dudaklarda türkü, ruhu açan baharın gelişi gibi...Nasıl, nereden gelir bilinmez, öyle sessiz ve güçlü... İnsan kalbindeki gerçek aşk dört nala giden bir attır. Ne dizgin anlar, ne ses dinler... Aşk insanı kılıçsız zapteder ve ipsiz bağlar. Aşkı anlatmak, suya mektup yazmaktan farksızdır. Aşk işte, AŞK.. | |
| | | | SON GÜN | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |